3 Ekim 2009 Cumartesi

Beşiktaş:1 - Denizlispor:0


Yılın transferi golünü atabildi.Beşiktaş çok kötü bir sezon başlangıcı yaptı.17 Ağustos 2009 tarihinden, kendi evlerinde ağırladıkları Antalyaspor maçından,bu zamana kadar oynadıkları 4 lig maçında gol atma başarısı gösterememişlerdi.2 Şampiyonlar Ligi maçıda eklediğimizde, 6. maç sonunda CSKA karşısında son dakika golüyle seriye son vermişlerdi.Ligde de, yılın transferi Tabata sayesinde gol özlemi giderilirken, 47 gün sonra galibiyetle tanışabildiler.

Tabata'nın golü, onu bir nebze olsun taraftarın gözünde ki "kazık transfer statüsünden" alır.Bu çekik gözlü Brezilyalı'nın, aldığı parayı taraftarca haketmesi için, bir 10 maç daha takımını galibiyete taşıması lazım.Ne diyelim, Allah kolaylık versin Tabata.

G.Saray'da Keita kadro dışı!



Benim güzel spor basınım, babalar gibi haber yapmaya devam ediyor.Strum Graz maçından bu yana sadece 1 antremanda yarım yamalak yer alan oyuncuyu, kadro dışı olarak lanse ediyor.Tamam, sakatlığından dolayı, kadroya alınmadı.Ama kadro dışı demek biraz farklı anlamlara yol açmazmı?!

Pedro Rodriguez Ledesma

Barcelona napıyor,ne ediyor her sene şu takımda oynayabilecek 1-2 ismi çıkartıyor.Almeira maçında, Pedro Rodriguez attı yine golünü.Türkiye'de olsa şu durum hemen, "Messi'mi iyi Pedro mu" tartışmaları çıkardı.Yalnız bu çoçuğun, çok iyi olacağı kuvvetle muhtemel.

Barcelona, alt yapının sadece bina yapmakla olmadığını; ele,güne,bize ve herkese göstermeye devam ediyor.

2 Ekim 2009 Cuma

....yerinde olmak vardı-2



Eski Fransız futbolcu Christian Karembeu'nun, manken eşi Adriana Karembeu.Ne diyelim Christian Karembeu'nun yerinde olmak vardı...

2009-2010 En Patates 11


Futbol dünyasının en büyük geyiklerinden biridir.Her sene başında "Galatasarayın yedekleri bile 2. olur" yada "Fenerbahçe forması ilk 2ye girer" gibi geyikler alır başını gider, kimsede durduramaz.Öyle bir hal alır.Biz oturduk düşündük (evet düşünebiliyoruz) 4 büyük takımdan bir 11 oluşsa acaba dedikleri gibi ilk 2ye girermi, yoksa Bank Asya da şampiyonluğa mı oynar.
Biz bir 11 çıkartalım, yorumlara her daim açık olalım efenim.

İlk 11:


1
-Tony Sylva: 4 büyük takım kalecilerine bakıldıktan sonra en az güven veren kaleci olarak göze çarpıyor.İlk geldiği sezon, bazı maçlarda ki performansı dışında her an gol yemeye hazır ve de nazır bir biçimde bulunmakta.Tabiri caizse golü koklayan kaleci.Diyarbakırspor maçında yediği 2. gol, 11'imizde ki yerini sağlamlaştırdı.

2-Sabri Sarıoğlu: O bir fenomen, bırakalım kendisine özgü bir yazıyı kitaplar ciltler almaz.Kelimeler yetersiz kalır, yazı yazmak isteyen 1 paket sigarayı tüketir.Geçende şu yazıyı yazarken sinirden kudurmama sebep olmuştur.Dağlara taşlara ortaları, sebepsiz "taktik faulleri" ile , Sabri hala bildiğimiz Sabri.Ne zaman orta yapabilecek merak içindeyiz.Not:Böyle bir beklentimiz yok kendisinden.

3-İbrahim Üzülmez: Nam-ı diğer;Deli İbo.Yerine alınan ve bize göre uzun süreler Milli Takım da oynayabilecek İsmail Köybaşı'na rağmen hala forması için savaşmakta.Kendisi için "Orta yapamıyor" eleştirilerine "Orta yapabilseydim Real Madrid de oynardım" ve "Ben Roberto Carlos'tan daha iyi futbolcuyum" açıklamalırıyla baştan aşağıya bizi bizden almıştır.Hala aynı top sürüşle, bu kategori de Sabri'nin en büyük rakibi.Yazık olacak İsmail'e.

4-Fabio Bilica: Her senenin olmazsa olmazıdır.Anadolu takımınlarından 2-3 futbolcu gösterdikleri performans ile 4 büyükler yolunu tutarlar.Çoğu tutmaz, 1-2 sene yedek klübesinde maç izleme ayrıcalığı yaşadıktan sonra geriye dönerler.Bilica geldiği gibi Fenerbahçe'nin ilk 11 oyuncusu olmayı başardı.Başardı başarmasına ama, "Koyunun olmadığı yerde keçiye Abdurrahman Çelebi derler" sözü, Bilica'nın durumunu açıklar.Fenerbahçe taraftarları bu sezon Bilica'nın kulaklarını çok çınlatacaktır.

5-Gökhan Zan: Cam adamın bu listeye girmesi aslında çok anormal birşey değil.Sezon başında, Beşiktaş'tan ayrıldıktan sonra,eski takımının taraftarları kına yakıp,kurban kesmişlerdi zaten.Gökhan Zan, 5-6 maç ilk 11 de yer aldıktan sonra, tam "Yahu adamın camla alakası yok" dememize yakın bir zamanda tekrar eski günlerine geri döndü.Galatasaray da varlığının bir anlamı yoktu ki,eksikliği hissedilsin.

6-Alanzinho: Brezilya'lı daha gelmeden, youtube da videolarını izlemeye başladık.Seri,teknik vs. özelliklerinin dışında, pigme boyu ile Türkiye Liginde ne yapabileceği tartışmaya açıktı.Saman alevi gibi, birkaç maçta attığı goller dışında Türkiye ligini, Katar ligiyle karıştırdığı ortada.Hani Messi tüm sahayı geçerek atarda,Alanzinho sen yapamazsın ki.Barış Memiş gibi gelecek vaat eden bir futbolcunun, böyle sıradan bir Brezilya'lının arkasında beklemesi bizce bir futbol adaletsizliği.

7-Uğur Boral: Futbol'un beyinle oynanması gerektiğinin en büyük kanıtı.Aslında yetenekli olduğunu düşündüğümüz bir futbolcu olmasına rağmen, teknik açıdan çok yetersiz.Burnun ucuna pas atamaması, ve her ikili mücadelede kendisini yerde görmemiz ona olan sevgimizi! 2 kat arttırmıştır.Yaz başında Osasuna istediğinde şaşkınlıktan iştahımız kesildi.Malesef Aziz başkan takımda tuttu.

8-Mehmet Topal: 2 sene önceki performansını projektörle aratmaktadır.Bir insanın futbol anlayışı bu kadar değişebilirmi? Mehmet Topal bunun tezidir,en iyi akademik çalışmasıdır.Strum Graz maçını etrafımızdakilere saldırarak,saçlarımızı yolarak izlememizi sağlamıştır.Her topu aldığında etrafında 2 tur atmadan pas atmaya devam ettikçe, bu 11'in vazgeçilmezidir.

9-Yusuf Şimşek: Geçen sene Beşiktaş'ın şampiyon yaptı.Aslında yapmadı da medya ve bazı taraftar grupları arasında sanki Yusuf sayesinde şampiyon olduğu intibası yaratıldı.Hoş biz biliyoruz Beşiktaş'ı şampiyon yapan etkenleri.Sonra bi yazıda yazarız,çizeriz.Yürüyerek çalım atan futbolcu.Aslında çalım atmıyor.Basit bir yürüyüş,ama ne hikmetse Süper! ligde o çalımı yiyenler var.Beşiktaş'ın sisteminin (aslında bir sistemi yok Beşiktaş'ın) neresine konulabileceği meçhuldur.Mustafa Denizli'nin manevi oğlu olduğunu düşünüyoruz.Fenerbahçe de sağ bek,Beşiktaş'da sağ açık oynuyorsa, vardır birşeyler.

10-Umut Bulut: Trabzonspor'un geçen sene şampiyon olamadıysa, bunun başlıca nedeni Umut Bulut'tur.Forvet tanımını baştan aşağıya değiştirmiştir.Hala sadece hızın futbol oynamaya yettiğini sananlar için kahraman olabilir.O zaman getirelim Usain Bolt'u gol kralı olsun ama dimi.Ligin gol kaçırma rekorlarının sahibidir.6pastan topu tacada atar.Tanıdığım birkaç trabzonlu arkadaşım, sırf Umut yüzünden antideprasan kullanmakta,dökülen saçları için bioxine dünya para yatırmaktadır.

11-Daniel Guiza: Daniel Guiza'nın transfer haberleri çıkmaya başladığında oturduk Joseph ile youtube'dan adamın attığı bütün golleri izledik.O an bu haberin asparagas olmasını dilemiştim.Hatta sırf bunun için adakta bile bulunmuştum.Kendisi gol makinesi olarak lanse edilirken, bir çamaşır makinesi bile daha yararlıdır.En azından çamaşırları yıkar ama dimi.Sezon başında ki golleri, "Aha adam alıştı atıcak lan bu sene" dedirtse de, sağolsun kendisini çabuk toparlayıp eski günlerine dönmüştür.Transfer olduğu gün ki, haberi veren Joseph'in kulaklarını tekrar çınlatmaktayım.


By Joseph & Superman

Ture Blood Foxlife'da



Vampir dizisi True Blood, 4 Ekimde ilk bölümüyle Foxlife da.Merak ediyorum acaba sansüre uğrayacakmı.Sansür olursa 45 dakikalık dizi kuşa döner =) Jace Everett'in güzel bir şarkısı "Bad Things" dizinin jeneriğinde bulunmakta.Güzel bir dizi.Keşke "Sookie Stackhouse" rolünde bir başkası oynasaydı diyoruz.

Bazı futbolcular vardır. Vol. 2

Bazı futbolcular vardır. Bir kez gönlümüzde yer ettiklerinde bir daha ordan çıkmaları oldukça zor hatta imkansızdır. Sırf o oyuncuyu izlemek için baştan sona çok vasat giden bir maçı sadece o oynadığını için izleriz bazen. O futbolcu ne yaparsa yapsın doğru yapmıştır gözümüzde. Onları eleştirmeyiz eleştiremeyiz.

İşte o futbolculardan biridir benim için Jay Jay Okocha. Bir kez gönlümde yer etti ve her zaman orda ki yerini koruyor. Bildiğim kadarıyla bir çok Fenerbahçe taraftarınında gözünde böyle bir futbolcudur Okocha. İnanıyorum ki oynadığı diğer takımların taraftarlarının gözünde de benzer bir yeri vardır.

Ülkemize adım attığında kırmızı kramponlarıyla farklı ve bir o kadarda eğlenceli bir kişiliği olduğunu kısa sürede bize gösterdi. O dönem krampon alan bütün çocukların(bende dahil) kırmızı krampon tercih etmelerinin ilk nedenidir kendisi.

Tabii ki ona olan bu sevgimizin tek nedeni kramponları değildi. Ortaya koydu futbol, attığı goller, yaptığı çalımlar hala hafızalarımızda. Diğer taraftan 1998 Dünya Kupasında kendisine verilen turnuvanın en şovmen futbolcusu ünvanıda aslında bir nebze olsun kendisini sevenlerin onu neden sevdiğini açıklar gibi.

Okocha 2006-2007 sezonunda Qatar' a gittikten bir sezon sonra geri dönmüştür. Bunun nedenini kendisi orada oynadığım futboldan zevk almıyordum diyerek açıklamıştır. Oradan geri döndüğünde İngiltere ikinci liginde Hull City forması giymiştir.

Futbolu bıraktı Jay Jay Okocha ama biz hala youtube' dan kendisini izlemeye devam ediyoruz :)

1 Ekim 2009 Perşembe

....yerinde olmak vardı-1



Chelsea'li futbolcu Ashley Cole'un şarkıcı-oyuncu eşi Cheryl Cole.Ne diyelim Ashley Cole'un yerinde olmak vardı...

Doğum Sancısı 2

Joseph' in dediği gibi bizimde artık yazmaya başlamamız gerekiyordu. Yazacağımız konuda belliydi ama blog ismini bir türlü bulamadık. Neyse ki artık blogumuz yayında. Yazacağımız yazılar ağırlıkla futbol olacak fakat zaman zaman farklı konularada değineceğiz. Ben girizgah yazımı kısa tutuyorum ve sözü tekrar joseph' e bırakıyorum.

Bazı futbolcular vardır.Vol.1


Bu konu hakkında onlarca fikrimiz,düşüncemiz,görüşümüz var.Blogu açmak bugüne kısmetmiş.

Bazı futbolcular vardır.Ne yaparlarsa yapsınlar, taraftarlarının gözüne bir kez giremedikleri zaman bir daha kurtulamazlar.Her maçtan sonra, her pozisyondan sonra mutlaka istim üzerindedirler.Forvettir mesela yenilen golden sonra "ulan onun yüzünden oldu" muhabbetleri başlar.Kısacası allem ederler kallem ederler taraftarın gözüne giremezler.

Bugün ki yazının konuğu ise belli bir taraftar grubunun gözüne girmiş, ama kalanının ise ömür boyu eleştirilerini ilk yollayacağı birisi.Bir Sabri Sarıoğlu portresi...

Sabri Sarıoğlu için yüzlerce yazı yazılmıştır.Her maç sonunda ilk eleştirilen insan hep Sabri'dir.Beğenmeyenlerin görüşleri, tamamen futbol ile bağdaşmaktadır.Ya beğenenlerin görüşleri; Kimi bizden biridir der, kimi "helal olsun ne 3lü çektirdi".Savunma yönleri ise çok entresandır.Klasik olarak; Sabri bek oyuncusu değildir derler.Peki ama bu Sabri'nin doğru düzgün yaptığı tek şey nedir?

Futbolun artık tüm dünya üzerinde birbirine yakınlaştığı bir futbol dünya'sın da yaşamaktayız.Takımlar arasında ki güç dengesinin, akıllı oynamayı gerektiren bir futbol dünyası.Sabri Sarıoğlu bu dünyanın biraz olsa gerisinde.Yeteneksizliğini hırsıyla kapatmaya çalışıyor sadece.Bazı maçlarda ki müdahaleleri oldukça yerinde olabiliyor(olsun ama o kadar) Ama hırsı yüzünden elden giden pozisyonlar ve rakibe verilen pozisyonlar? Her topun başına geçme isteği.Lig Tv spikeri Melih Gümüşbıçağın tabiriyle "Duran topların usta ismi Sabri".Vurduktan sonra bide "nasıl gol olmaz" havası yokmu.Yurtdışından biri gelse "kesin bu çocuk her maç böyle atıyor,şansızdı bu defa" der.Öylede havadır.

Bir futbolcunun menşei ortasahadır misal, 6-7 yıldır üst düzey bir takımda sağbekte oynamasına rağmen alışamamıştır bölgesine! (Dünya üzerinde böyle bir futbolcu yoktur) Ama orta saha oyuncusunda olması gereken meziyetlere sahiptir.Muz orta açamaz belki ama, en azından yaptığı 10 ortadan 5i yerini bulur.Her korneri doğrudan takım arkadaşına gitmez belki ama, en azından 3kornerden 1 tanesi "ön direğe" gitmez.Şutları hep gol olmaz belki,ama dağlara taşlara gitmez.Hırs iyi güzel birşeydir, fakat rakibin baldırına tekme attıktan sonra hakem faul verince kendini yerden yere vurmak değildir(bu sene daha sakin hakkını yemeyelim)Öyle bir futbolcudur ki Sabri,takımını kritik bir maçta 90+ golüyle galibiyete taşımasına rağmen, bazı taraftarın içinin buruk olmasını sağlar.Keşke Sabri atmasaydı derler.

Kısacası Sabri, bu saatten sonra ne yaparsa yapsın beğenmeyenlerin gözüne giremez.

Doğum Sancısı


Superman ile 1 aydır gece gündüz bir blog açalımda yazalım artık diyorduk(Milletten neyimiz eksik dimi ama =) )Kısmet bugüne oldu.N tane isim ve n-1 tane el oğlunun sahip olduğu blogtan sonra bugüne gelebildik.Aslında başta amaç isim olarakta, sadece futbol üzerine değil; sinema,müzik ve envayi çeşit konuyu kapsayacak bir isimdi.Latince sözlüğünden, İtalyanca deyimlere kadar herşeyi denedik.Like a virgin bile demeyi düşündük.Nasıl badireler atlattığımızı bi biz biliriz.Sonunda Futbol Rapsodi ile karşınızdayız.Umarım kalbimizde ve aklımızda olan herşeyi buraya aktarabiliriz.